TGRT BELGESEL


TGRT HABER

hastane_randevu.jpeg

GEMİÇ KÖYÜ SAYFASI

20 Mayıs 2014 Salı

TÜRKLER HAKKINDA ÖZET BİLGİ

TÜRK KELİMESİ:


Türk adının bilim çevrelerince kabul edilen ilk kullanımı, 1. yüzyılda Romalı tarihçilerce kaydedilmiştir. Azak'ın doğusunda yaşayan insanlar Turcae/Tyrcae adı ile kayda geçmiştir."Türk" (veya Türük, Török, Törk) adı Türkçe belgelerde ilk defa Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında  geçer.
Türk adı, ilk dönemlerde belirli bir toplumun kavmî ismi olmak yerine siyasi mensubiyeti belirleyen bir isim olarak ortaya çıkar. Bu kelimenin "türe-" eyleminden, "töre" isminden türetildiği ve türeyen, töreli, tüzüklü(kanunlu) anlamına geldiği düşünülmektedir.  Türk kelimesi  güçlü, kuvvetli ve güzel anlamlarında da kullanılmıştır. 

Türk kelimesi ilk olarak Göktürk Devleti vasıtasıyla bir devletin adı olur ve bu devlete mensubiyeti bildirir


Türkler, Anadolu Türkleri veya Türkiye Türkleri, çoğunlukla Türkiye ve Osmanlı İmparatorluğu'nun eski topraklarında yaşayan, Türk halkıdır. Türkiye sınırlarının dışında yaşayan Türkler (Oğuzlar), bugünkü Türkiye ile değil Osmanlı İmparatorluğu ile bağlantılı oldukları için Osmanlı Türkleri olarak da tabir edilirler.


Bazı araştırmacılara göre Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından önceki dönemlerde elinde bulundurduğu coğrafi alanlar (başlıca Kosova, Makedonya, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Kıbrıs, Gürcistan, Irak, Suriye) üzerinde İmparatorluk yıkıldıktan sonra kalan büyük Türk azınlıklar da Türkler sınıfına girer. Bununla birlikte Avrupa'ya Türkiye'den göç ederek yerleşmiş olan Türk göçmen toplulukları (özellikle Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Avusturya, Belçika ve Danimarka'da bulunanlar) ile Kuzey Amerika ve Avusturalya'daki Türk göçmenler de Türkler grubuna girmektedirler.
1939 tarihinde yayımlanan Yurt Bilgisi ders kitabından; "Dünya üzerinde büyük bir tarih ve medeniyetin sahibi olan Türkler, benliğini en ziyade korumuş bir millettir. Türkler, tarihten önceki ve sonraki zamanlarda, yayıldıkları, göçtükleri geniş ülkelerde rast geldikleri ve yurtlarına komşu oldukları milletlerle karışmak mecburiyetinde kalmışlardır. Fakat bu karışmalar Türk'ün kendine mahsus benliğini, vasfını kaybettirmemiştir. Ancak uzun zamanlar çokluk olan kavimlerin arasına karıştıkları vakit (bazı devletlerde) o milletlerin içinde adlarını sanlarını ve dillerini unutmuşlardır. Türk Milleti bu suretle karıştığı ırkları yükseltmiş ve ilerletmiştir. Büyük Türk Milleti, kendine mahsus ad ve sanile ve ortaklaşa (müşterek) dili, kültürü, tarihiyle, bugünkü millet tarifine şan vermiştir.
Eski Türkler içerisinde en kalabalık boy olan Oğuzların, büyük ölçüde bugünkü Azerbaycan ve Anadolu Türklerine benzediğine inanılmaktadır. Genellikle beyaz-buğday tenli,  yuvarlak başlı, elmacık kemikleri gelişkin ama (Sarı ırktaki gibi de çıkık) değildir. Göz kapaklarında ise belirgin tipte bir çekiklik yoktur.

Türk Milleti, normalden uzun boylu, uzun beyaz simalı, düz veya kemerli ince burunlu, muntazam dudaklı ve göz kapakları çekik değil, badem gözlü bir ırkdır.
Ziya Gökalp,Türkçülüğün Esasları adlı eserinde şu bilgileri vermiştir: Bu milletin yakın zamana kadar kendisine mahsus bir adı yoktu. Tanzimatçılar ona: 'Sen yalnız Osmanlısın. Sakın başka milletlere bakarak sen de milli bir ad isteme! Milli bir ad istediğin dakikada Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasına sebep olursun' demişlerdi. Zavallı Türk, vatanımı kaybederim korkusu ile, 'Vallahi Türk değilim. Osmanlılıktan başka hiçbir içtimai zümreye mensup değilim' demeye mecbur edilmişti. Şimdilerde ise, Türk değilim, Türkiyeliyim demeli sözü ağır basmaktadır. Çok sakıncalı bir sözdür. Bu vatan bizim. Biz Büyük Türk Milletinin evladıyız. Bizden kimseye zarar gelmez. Elhamdülillah Müslümanız. Peygamberimizin temiz ahlakına sahibiz. İçimizde yaşayan herkese hoşgörülüyüz. Ta ki kutsalımıza laf etmesinler. O zaman da kanunlara hesap verirler. Biz Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşıyız. Kanunlara karşı boynumuz kıldan incedir. Kanun yerine kendimizi koymadık, koymayız.
Amerikalı Türkolog, Carter V. Findley, Dünya Tarihinde Türkler adlı eserinde, bugünkü Anadolu Türklerini; Orta Asya steplerinde başlayan ve Ankara'da son bulan bir otobüs yolculuğuna benzetir. Otobüs, Ankara'ya gelene kadar pek çok ara durakta durmuş ve bu ara duraklarda yolcuların kimileri inmiş ya da bazı yeni yolcular binmiş. Bu duraklarda Türkler pek çok kültürel etkileşime girmişler, yeni dinler tanımışlar fakat en önemli mirasları olan Türkçeyi korumayı başarabilmişlerdir. Türkçe, Anadolu Türklerinin ve Milleti'nin anlamlandırılmasında temel etkenlerin başında gelmektedir. İkincisi otobüs pek çok durakta durmuş olsa da Orta Asya'da kurulan medeniyetin getirdiği sağlam kültürel birikim ve miras, kimliklerini korumak için dayanak olmuştur
Türkiye’de Etnik Yapı[değiştir 
2007 yılında Milliyet Gazetesi'nin Konda Araştırma Şirketine yaptırdığı ve şirketin denekler ile tüm Türkiye çapında 47958 kişiyle evlerinde yüz yüze yaptığı bir anket neticesinde Türkiye'nin etnik yapısı deneklerin kendilerini tanımlamalarına göre şu şekilde ortaya çıkmıştır:



Din

Amerika kuruluşlu Pew Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'nin nufüsunun %98.6'sını müslümanlar oluşturmaktadır. Yine, Türkiye'nin müslüman nüfusunun %80'ı Hanefi, %10'u Alevi ve %10'u Şafi mezheplerine bağlı olduğu tahmin edilmektedir. Milliyet gazetesinin 2007 senesinde yayınladığı geniş çaplı ankete göre, bu oran %82'si Sünni-Hanefi %5.73'ü ise Alevi-Şii olarak dağılmış ve yine nüfusun %9.06'sı Sünni-Şafiilerden oluşuyor. Türkiyede Zaza-Kürt-Türk-Türkmen-Arap Alevi toplulukları bulunmaktadır. Dünyadaki Türkiye Türklerinin inançlı olanları Müslüman’dırlar. Müslümanlığın çeşitli mezheplerine bağlıdırlar.
Türkiye Türklerinin hâricinde Türk boyları içinde bugün İslamiyet dışında, Ortodoksluk, Şamanizm, Budizm, Musevilik gibi inançlar da görülür.

Türkiye Türkçesi

Türkiye Türkçesi dünya genelinde çok yaygın kullanılan önemli bir dildir. Avrupa Birliği kurumları tarafından yapılan araştırmaya göre dünyada 87 milyonun ana dili, ikinci dil olarak konuşanlarla birlikte 123 milyonun insanın konuştuğu bir dildir.
Türkiye Türkçesinde Arapça, Farsça, Fransızca vs. dillerden geçmiş kelimeler bulunurken, Türkçeden; Arapçaya, Farsçaya, Boşnakçaya, Yunancaya, Sırpçaya, Ermeniceye, İbraniceye, Bulgarcaya, İngilizce, Fransızca gibi dillere de geçen birçok kelime olmuştur.

Osmanlı döneminden beri geleneksel bir hâl alan Türkiye Türkçesi yazı dili, İstanbul ağzından temel almıştır. Bu ağzın özellikleri, yazı dili olarak klasikleşmiştir.

Türkçenin Anadolu'da kullanılmasında öncülük eden beylerden Karamanoğlu Mehmet Bey'in fermanı önemlidir. Beyliğinde fermanı şöyledir:

« Bugünden sonra divanda, dergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır"



Türkiye Türkçesi, varlığı tam olarak ispatlanamamış ortak Altay dil ailesine bağlı Türk dillerinin Oğuz öbeğine üye bir dildir. Türkiye Türkçesi dünyada en fazla konuşulan 15. dildir.
Türkiye Türkçesi Türkiye, Kıbrıs, Irak, Balkanlar, Orta Asya ve Orta Avrupa ülkeleri başta olmak üzere geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Ayrıca bu dil, Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin resmî; Romanya, Makedonya, Kosova ve Irak'ın ise tanınmış resmî bölgesel dilidir.
Aynı öbek olan Oğuz öbeğinde bulunan Azerice ve Türkmence, İran, Azerbaycan, Afganistan, Gürcistan ve Türkmenistan'da konuşulur.
Bugün Türk dilinin birçok lehçesi vardır. Sovyetler Birliği döneminde bu devletin sınırları içindeki Türk halklarının her birinin kullandığı ağızlar, yazı dili yapılmıştır. Böylece bir yapay uygulama ile birçok “dil” kurulmuştur. Bu şekilde oluşturulanlarla beraber bugün dünyada şu yazı dilleri vardır:

Türkçe

Azerice
Türkmence
Özbekçe
Kazakça
Kırgızca
Uygurca
Kırım Tatarcası
Nogayca
Gagavuzca
Çuvaşça
Tatarca
Başkurtça
Tuvaca
Altayca
Hakasça
Karayca
Karaçay-Balkarca
Yakutça
Türkiye Türkçesi bölgesi temelde iki ağız bölgesine ayrılır: Anadolu ağızları ve Rumeli ağızları. Anadolu ağızları, Anadolu toprakları ve civarındaki Türkçe ağızlarını kapsar, Rumeli ağızları Balkanlar’daki Türkçe ağızlarını kapsar.

Alfabe

Türklerin icadı olan Orhun (Göktürk) alfabesi
Tarihte Türkler, Orhun, Uygur, Arap, Mani, Brahmi, Süryani, Grek, İbrani, Kiril, Latin alfabelerini kullandılar. Türkiye'de 1928'den beri Latin alfabesi kaynaklı Türk alfabesi kullanılmaktadır.



2007 yılında Milliyet Gazetesi'nin Konda Araştırma Şirketine yaptırdığı ve şirketin denekler ile tüm Türkiye çapında 47958 kişiyle evlerinde yüz yüze yaptığı bir anket neticesinde Türkiye'nin etnik yapısı deneklerin kendilerini tanımlamalarına göre şu şekilde ortaya çıkmıştır:[83]

Viyana Kuşatması esnasında bir sipahi
Araştırmada kullanılan kimlik grupları Toplamda % Deneklerin Söyledikleri Kimlik kategorileri Toplamda %
Türk 81,33 Türk 81,33
Yerel kimlik 1,54 Manav 0,59
Laz 0,28
Türkmen 0,24
Yurt içi bölge adı 0,22
Yörük 0,18
Anadolu Türk boyları 0,03
Asya Türkleri 0,08 Tatar 0,04
Azeri 0,03
Orta Asya Türk boyları 0,01
Kafkas kökenliler 0,27 Çerkes 0,19
Gürcü 0,08
Çeçen 0,004
Balkan kökenliler 0,22 Balkan ülkelerinden 0,12
Boşnak 0,06
Bulgaristan Türkü 0,04
Göçmenler 0,4 Muhacir 0,22
Balkan Göçmeni 0,16
Yurt dışı bölge adı 0,02
Müslüman Türk 1,02 Müslüman 0,58
Müslüman Türk 0,44
Alevi 0,35 Alevi 0,35
Genel tanımlayanlar 0,36 Türkiyeli 0,23
Dünyalı 0,12
Osmanlı 0,01
Kürt-Zaza 9,02 Kürt 8,61
Zaza 0,41
Arap 0,75 Arap 0,75
Müslüman olmayanlar 0,1 Ermeni 0,08
Rum ve Hıristiyan 0,01
Yahudi 0,004
Süryani 0,004
Roman 0,03 Roman 0,03
Diğer ülkelerden 0,05 Avrupalı 0,02
Diğer Asya Ülkelerinden 0,01
Rus 0,01
İranlı 0,004
Amerika-Afrika 0,004
TC vatandaşı 4,45 TC Vatandaşı 4,45
Toplam 100 100


2 yorum:

  1. Çok ilginç bilgilerdi Hasan abi, teşekkür ediyorum
    selamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Kardeşim
      Bu bilgileri yazmayı zorlayan sebebler vardı.
      Kendi yurdumuzda:(BEN TÜRK'ÜM ) demeye çekinenler var.
      Tarihte 16 Büyük Devlet kurmuş.
      17. Türkiye Cumhuriyeti Devletine sahip bir milletin ferdi olmakla gurur duymalı ve
      NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE sözünü
      Avazımız patlayıncaya kadar korkusuzca haykırmalıyız.

      Sil