TGRT BELGESEL


TGRT HABER

hastane_randevu.jpeg

GEMİÇ KÖYÜ SAYFASI

29 Mayıs 2014 Perşembe

ALLAHU TEALANIN RIZASI İÇİN

29 Mayıs 2014 Perşembe


ALLAHU TEALANIN RIZASI İÇİN

SEVGİLİ OKUYUCU
BU SAYFALAR, DOSTLUKLARA YELKEN AÇAN BİR GEMİ OLSUN. İLGİNİZE İHTİYACIM VAR.
YORUMLARINIZLA  YARDIMCI OLACAĞINIZI TAHMİN EDİYORUM.
....................................................................................................................................................
ALLAHU TEALANIN RIZASI İÇİN
Herzaman geldiği camiide öğle namazını kıldı. Namazdan sonra imam vaaz etti. Özetle şöyle demişti:
"-Yapılan bir iyilik, Allahu Tealanın Rızası için yapılır. Dünya menfeati beklenmez. Karşılık yapılan yardımların, karşılığını Allahu Teala verir."
Kürsüdeki vaiz, daha başka şeylerde, söylemişti. Namazın farz olduğunu, Yalanın haram olduğunu, doğru olmanın emredildiğini ve fakire karşılıksız yardım etmek gerektiğini de ilave etmişti. Hatta öyle bir söz etmişti ki, sağ elin verdiğini, sol el bilmeyecekti...
Karnı da acıkmıştı. Şu az ilerideki marketten birşeyler almalıydı. Kafasına göre birşeyler aldı. Sebze, Meyva,Zeytin, peynir, yumurta, Zeytinyağ, et ve ekmek...daha başka ıvır zıvır...
Yavaş yavaş kasaya doğru, ilerledi. Maaşını yeni almıştı. Cüzdanından ikiyüzlira çıkardı. Kasiyer kız ise, o parayı çıkarırken,  müşterisinin ürünlerini, poşete doldurmuştu. Bu  markete ilk defa geliyordu. Bir daha da geleceği şüpheliydi. Çünki alışverişini herzaman mahalle bakkalından yapardı. Hatta bakkal amca ile dostluk bile kurmuştu. İstanbul'un bu semtine,  az önce dinlediği, vaiz için geliyordu. Burada onu kimseler tanımazdı. Sokak sıra otobüs durağına doğru yürüdü. Bir apartmanın önünden geçerken bir ses duyar gibi oldu. Cılız ve çekingen ve hatta utangaç duygularla bakan, gözlerini yere doğru yönlendirmiş bir kadının sesini duydu.
"-Bey amca, çocuklarım günlerdir aç. Bize marketten birşeyler alabilir misiniz."  Bu sözler sanki bir yıl gibi uzun zamanda söylenmiş, gibiydi. Elindeki poşeti karşısındakine uzattı. Hiç konuşmadı. Tekrar gerisin geriye Camiiye doğru yürüdü. Buraya kadar gelmişken, bir demli çay içmeden gitmemeliydi. Neydi bu acele?  Bu yaptığı iyiliği, hanımına dahi söylememliydi. Karşılığını Allahu Tealanın vereceği, bir yardımseverlikti bu. Böyle cömert davrandığı için, sabahtan beri geçmeyen bel ağrısı, diner gibi oldu. Doktorlar bu sancıların pek hayra alamet olmadığını, mutlaka, tedavi olması gerektiğini, belirtmişlerdi. Şu an bu sıkıntılarının geçmesine, önce sevindi. Fakat iyiliğin karşılığı ahirette verilecektir, konusu aklına geldiğinde çok üzüldü. Acaba, bu dünyada hemen karşılığını mı alacaktı?  Neyse ki çok şükür bel kemiğindeki ağrılar, başlamıştı. Alışveriş ettiği marketin önünden geçerken, gayri ihtiyari açık kapıdan içeri doğru baktı. Kasiyer kızın ona seslendiğini duydu. İçeri girdi. Kıza soran gözlerle baktı. Kızcağız biraz da sevinçle:
"-Amca, paranın üstünü almadan çıktınız. Peşinizden baktım. Ne tarafa gittiğinizi anlayamadım. İyi ki geldiniz. İşte paranızın üstü." dedi. Hakikaten paranın üstünü almadan, aceleyle koşarak yan sokağa  doğru gitmişti. Bu marketten aldığı para üstü, geri dönmeseydi. Belki de hiç aklına takılmayacaktı. Çünki cebinde daha başka paralarda vardı. İşte yaptığı iyiliğin karşılığını görüvermişti.  Yine bu dünyada ve hemen karşılığı verilmişti. Oysa o vaiz efendinin müjdelediği yardımı yaptığını sanıyordu. Kasiyer kızın verdiği parayı, avucunda buruşturdu. Sanki beş ya da on lira gibi önemsizce baktı, ellerine.... Kararını verdi. Yine hızlı adımlarla o sokaktaki apartmanın önüne geldi. Böyle fakir kadının bu apartmanın bodrum katında olacağını, düşündü. Apartmanın açık kapısından içeri girdi. Merdivenleri ağır ağır, indi. Tereddütle, kapıyı çaldı.  Kapı açıldığında ise, o zavallı kadını üç çocuğunun önünde ve kendisine bakar buldu. Elindeki parayı, kadına uzattı. Yalvaran gözlerle, fakir kadına baktı ve:
"- BU SENİN"  dedi. Merdivenleri hızla çıktı. Sokağın sonundaki caddeye doğru koştu. Durağa gelen Belediye Otobüsüne bindi. Belki de bir daha hiç gelmeyeceği bu semtten, adeta kaçarcasına, uzaklaştı. Çünki burada bir iyilik yapmıştı. Bu yaptığı yardımın bilinmesini, duyulmasını istemiyordu. Yaklaşık bir saat sonra mahallesina geldi. 
Kendi kendine:
"-Allahu Tealanın Rızası için, Allahu Tealanın Rızası için" diye mırıldanarak evine doğru yürüdü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder