TGRT BELGESEL


TGRT HABER

hastane_randevu.jpeg

GEMİÇ KÖYÜ SAYFASI

14 Ekim 2014 Salı

12 Eylül ve Benzeri Darbeler


12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nin üzerinden 34 yıl geçti.. Bu İhtilal Demokrasiyi de yıktı geçti.
Siyasetçilerin bir bölümü ve çok sayıda vatandaşımız hala bu darbenin sendromunu yaşamaktalar.
 Kimileri bir daha darbe olsun. Başımızdaki bu hükümet hesap versin diye terane söylüyor. Vatandaşın büyük bir çoğunluğu ise, artık müdahale devirlerinin bittiğini, halkın seçtiği parlemantonun ve bu parlemantonun çıkardığı kanunlara göre ülkemizin yönetileceğini savunuyorlar.




Oysa hafızalarda 12 Eylül hiç bitmedi.
 Hala  ihtilal anayası ile yönetildiğimizi de bilmeyenler var gibi...




34 Yıldır bu baskı anayasası değiştirilemedi.  
Daha doğrusu yepyeni bir anayasa yapılamadı...
Türkiye'yi zifiri karanlığığa bürüyen bu acı olay,  12 Eylül darbesi olarak, tarihe geçti..
 Gencecik bedenler, idam sehpasına gönderildi..
 İşkence; insanlık dışı muamele olmaktan çıkıp sıradanlaştı.. Hükümet görevden alındı, meclis ve partiler kapatıldı, siyasetçiler tutuklandı.Başka isim altında yeni partilerin kurulmasına ise, 3 sene sonra izin verildi.
Tekrar bir darbe olsun diye, istekli olanlara hatırlatmak için yukarıdaki yazıları yazdım.
En kötü demokrasi bile, en iyi diktatörlükten iyidir.
Çünki demokrasilerde seçme ve seçilme hakkı vardır.
Vatandaş kimi seçerse, o iktidara gelir.
Seçilen hükümet, bütün ülkeyi yönetir.
Anayasa da öyle kanunlar vardır ki, bir muhalif kişinin hakkı dahi savunulacaktır.
Hiçbir şekilde ayırımcılık yapılmayacaktır.
Yani görev başındaki hükümet, benden ya da benden değil ayırımı yapamayacaktır.
İnsan Hakları Anayasa ile, korunmaktadır.
Eğer böyle değilse, yeni bir ANAYASA da  en mükemmel şekilde İnsan hakları olmalıdır.
Gelelim o günlere, yani 12 eylülden sonraki zamanlara...
Güya seçime karar verildi. Fakat kendi kafalarına göre kararlar aldılar.
Seçime hazırlanan partileri veto ettiler.
İsmet Paşanın yolundaki ya da Adnan Menderes'in felsefesindeki partilere izin vermediler.
 Demokrasiye ve topluma yapılan kıyım, hala hafızalarda tazeliğini koruyor..
Takvimler 12 Eylül 1980'i gösteriyordu.. Sabaha karşı saat 03.00'te şehirlerde tanklar gezmeye başladığı andan itibaren artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı..
Darbeye, siyasi cinayetler, Meclis'te Cumhurbaşkanı seçim turlarının uzaması, ekonomik verilerin kötüleşmesi bahane edildi... 12 Mart 1971 askeri muhtırasından 9 yıl sonra 12 Eylül 1980 Cuma günü asker yönetime el koydu.
Demokrasiye ara verilen o süreçte yaratılacağı iddia edilen "güven ve istikrar ortamında" 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.. 210 bin dava açıldı, 230 bin kişi yargılandı.
7 bin kişi için idam istendi, 517 kişiye idam cezası verildi. 50 kişi idam edildi.
3 bin 854 öğretmen 120 öğretim görevlisi ve 47 hakimin işine son verildi. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.. 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi..
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis istendi. Halk yaklaşık 300 gün boyunca gazetelere ulaşamadı.. 39 ton gazete ve dergi imha edildi.. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
12 Eylül, aynı zamanda bir Anayasa darbesiydi.. Cumhuriyet Senatosu kaldırılarak 1982 Anayasası yürürlüğe konuldu. Darbeciler, yargılanmalarını engelleyen geçici 15'nci maddeyle kendilerini Anayasal güvenceye aldı..
Aradan 30 yıl geçtikten sonra 2010 referandumla bu madde Anayasa'dan çıkarıldı ve 12 Eylül davasının sanıkları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların duruşmadaki tavır ve hareketleri ile dosya kapsamı ele alınarak takdiri indirimle bu ceza "müebbet hapse" çevrildi.
12 Eylül'de işlenen işkence suçlarıyla ilgili açılan bir başka davada ise yerel mahkeme ana davadan farklı bir kararın altına imza attı. Hasan Kaplan isimli bir yurttaşın 1980-1981 yıllarında Amasya'da işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı gerekçesiyle açtığı davada Mahkeme, "zamanaşımı" kararı verdi..

Böylece 12 Eylül döneminde işlenen işkence suçlarıyla ilgili olarak bir mahkeme ilk defa zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasına karar vermiş oldu. 12 Eylül darbesinin yıldönümünde verilen o karar, sanık avukatları tarafından "12 Eylül tahakkümünün devam ettiği" yorumlarına neden oldu..

1 yorum:

  1. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nin üzerinden 34 yıl geçti.. Bu İhtilal Demokrasiyi de yıktı geçti.
    Siyasetçilerin bir bölümü ve çok sayıda vatandaşımız hala bu darbenin sendromunu yaşamaktalar.
    Kimileri bir daha darbe olsun. Başımızdaki bu hükümet hesap versin diye terane söylüyor. Vatandaşın büyük bir çoğunluğu ise, artık müdahale devirlerinin bittiğini, halkın seçtiği parlemantonun ve bu parlemantonun çıkardığı kanunlara göre ülkemizin yönetileceğini savunuyorlar.

    YanıtlaSil