Vatandaşlarımız seçim sonuçlarını benimsemiyorlar
Bir büyük yazı daha yazmak üzereyim. İnsanlar kendileri için istedikleri rahatlığı, başkaları için de isterler mi, bilemiyorum. Mesela 30 Mart ve 10 Ağustos 2014 tarihlerinde iki defa seçim yapıldı. Mahalli idareler ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Muhalefet kanadına oy veren seçmen, bu neticelerden sonra, milletin büyük çoğunluğuna hakaret etmeyi bile mübah sayıyor. Başvurdukları hakimler, milletin çoğunluğunun seçtiği Cumhurbaşkanımızı, siyasetten men etseler, hoşlarına gidecek, vaziyetleri var. Onlar demokrasiyi, kendi düşüncelerinin hakim olacağı bir sistem olarak düşünüyorlar. Son zamanlarda dünyada gelişen siyasal İslam’ın sandıktan çıkarak yönetime gelmesi, batıdaki sömürgeci ve emperyalist güçlerin düzenini bozmuştur. Gücünü halktan alan yönetimler, her zaman gelişmiş ve dünyanın kaymağını yiyen ülkelerin korkulu rüyası olmuştur.
Ortadoğu ve İslam coğrafyasının büyük bir kısmının ya diktatörlük, ya da hanedanlık şeklinde yönetilmesi oldum olası batının işine gelmiştir. İslam dünyasında en eski demokrasi tecrübesi olan Türkiye, sürekli olarak darbelerle kontrol altında tutularak hiçbir şekilde sınıf atlamasına müsaade edilmemiştir. Türk insanı artık zincirlerini kırdı. Son yıllarda yapılan her seçimi kazanan iktidarın yürüttüğü politikalar, vesayet sistemini yok etti. Ülkemizde hala gerçek demokrasi yoktur. Temayüller kırılmadı. Direnişler sürüyor. Halkımızı cahillikle suçlayan bir kısım insanların, bu cehaletten kurtulması gerekiyor.
Devletin görevi, kim olduğuna, nerede yaşadığına bakmadan vatandaşına hizmet olmalıdır.Tam tarifiyle, demokrasiye geçilmedikçe Türkiye rahatlayamaz ve her şey lâftan ibaret kalır. Nerede bir insani sıkıntı varsa devlet o sıkıntıyı gidermek için, orada olsun. Nerede adaletsizliğe uğramış birisi varsa, adalet terazisi orada olsun. Türkiye'nin nimetleri de, fakirliği de tüm vatandaşlarımızın bilgi ve paylaşımında olsun. Demokrasilerde halkın çoğunluğunun seçtiği parti iktidar olur. İktidara gelen parti, muhalefet partisine oy verenlerin de haklarını korumak üzere, hükümet eder. Hakkaniyetin ölçüsünü şaşırtırsa, kendisine bir seçim önce oy verenleri bile muhalefet partisinin yanında buluverir. Her sistemde iktidar vardır. Demokratik sistemde ise, iktidarın yanında MUHALEFET de vardır. Demokrasimizi hançerleyen darbeler sonunda, ülkemiz bir vesayet sistemine mahkum edilmiştir. Bir de zenginlerin hakim olduğu geniş bir alan vardır. Paranın açamayacağı kilit yok diye bir kavram var. Ezik bir toplum sahibiz. Adamı olmadığı için devletimizin nimetlerinden faydalanamayanlar olduğu gibi, fakirliği nedeniyle ezilen çok kalabalık bir zümre vardır. Demokrasi sebebiyle bu ezilenler bir partide birleşti. Onların desteklediği düşünce de iktidara geldi. Vazifesini yapmadığı halde hak talep edenler veya vazifesini yaptığı halde hakkını alamayanlar çoğalmıştı. Bu da, geniş halk kitlelerinin memnuniyetsizliğine ve perişanlığına sebep olmuştu. Türkiye, yapılan bu seçimlerden sonra,HÜR ve DEMOKRAT bir ülke olma yolunda küçük bir adım attı. İhtilal Anayasasından kurtulmadıkça da hiçbirzaman tam manasıyla demokrasiye, kavuşamayacağımızı da bilmenizi isterim.
Hele hele
sizin oy verdiğiniz partinize
biz oy vermedik diye
bu aşağılamalar ne oluyor?